Sevgili Dijle paslamıştı ama vakitsizlikten elim varmamıştı bir türlü… Çok düşündüm en sevdiğim blog hangisi diye… Aslında o kadar çoklar ki… Kiminin yazdıkları beni benden alıyor, kiminin fotoğrafları… Güncellendiğini gördükçe heyecanlanıyor ve sabırsızlanıyorum okumak için…
Ama bir tanesi hep farklı geldi bana… Ne öyle uzun hikayeler anlattı, ne çokça fotoğraflara boğdu bloğunu… Üç satır yazsa bile içinde bin çeşit tat barındıran yazılar onunki… Kasmayan, boğmayan, sade ve yalın… Ama nasıl bir dildir ki bazı cümleleri içimden tekrar ettiğimi fark ettiren… Dili bu kadar güzel kullanırken, onunla oynayabilen… Niye ben böyle şeyler yazamıyorum diye beni kıskandıran… Kim bu dedirten… Hatta rüyama bile giren…
Şu aralar eskisi kadar sık yazmıyor… Bense daha çok sessiz okuyucularındanım… Henüz yüz yüze tanışma fırsatımız olmadı ama biliyor beni ve onun için düşündüklerimi… Sardunya’dan bahsediyorum… Hani “Belki de beni bir sardunya büyüttü” diyen…
Sanırım bir de en güzel yazısını seçmem gerekiyordu ama bu benim için çok zor olacak…”Bir çoğu” desem…
Ha bir de bu mimi Elif ve Itır’a paslıyorum.
5 yorum:
Al sana bir BİNGO daha:))Özlem'cim vakit ayırdığın için teşekkür ederim:)
Ben bunları okuyunca heyecanlandım, sevindim, şımardım, utandım, kızardım, gülümsedim ve sanırım gözlerim doldu.... Ses çıkarmasam da yanında gibi hissediyorum okudukça, bana öyle geliyor ki sessizce yürüyoruz yanyana:)
Sardunya
Dijlecim ne demek, zevkti benim için:)
Sevgili Sardunya
Bense beni okuduğunu bile bilmiyordum... Şimdi ne diyeceğimi bilemedim işte... Teşekkürler:)
vıyyy, zormuş bu mim beah:))
Yorum Gönder