11 Şubat 2010 Perşembe

Ordan burdan, kısa kısa

Hafta sonu dört aylık şirine Defne’lere gittik ailecek. Kızımın ne kadar büyüdüğünü bir kez daha fark ettim. Ev yarım dubleks olunca merdivenler konusunda Nilsu hanımı zapt etmek çok kolay olmadı. Bir ara kaçmayı başardı ve yakaladığımda son basamaktaydı. Eliyle sadece duvardan güç alarak çıkmış olması beni çok şaşırttı. Zira yazın en son tırmanış modundaydı. Kış boyunca da test edecek fırsatımız olmamıştı hiç. İnme konusunda da pek azimliydi miniğim. Elini tutturmayıp, “gik, gik” diye kovdu beni… Ben mi? Yüzsüzlüğü ele aldım tabii ki…

Hafta başı İstanbul’a gittim iş için. Bir gece kalıp döndüm… Çok soğuktu İstanbul… Ya da neme alışık olmadığım için ben üşüdüm… Gitmişken yapmak istediğim çok şey vardı… Kısmet bir dahaki sefere… Ama bolca alışveriş yaptım köyden indim şehre misali… Çok özlemiş beni tabii… Sürekli sormuş… Dönüşte en büyük sürpriz adımı söylemesi oldu bağırarak… “Ösleym” diye inletti evi, ardından kahkahalar atarak…

Yere çömelip küçük, şirin mi şirin bir yavru köpeğin fotoğrafını çekerken, yüzümün sağ tarafında sıcak bir nefes hissettim… Dönmemle birlikte yanağımda bir ıslaklık… Nasıl boş bulunup, korkmuşum anlatamam… Annesiymiş ufaklığın… Eh annelik işte naparsın… Napıyor bu kadın çocukcağızıma diyerek işkillendi herhalde. Dost olduk ama hemencecik…

Annelik demişken herkesin kuzusu kendine ya… Endişeyi biz duymuyoruz sadece. Herkes “Aman çocuğum kimseyle öpüşme, domuz gribi olursun” dediği için çok da şaşırmıyorum. Ama kabul etmek gerek ki komikti manzara… Henüz okula başlamış küçük bey özel ders alıyor Nilsu’nun babannesinden… Nilsu hanım “Abi, abi” diye peşinde… Bir ara öpecem diye tutturunca yaşanan sahne ve geçen diyaloglar görülmeye değer. “Hayır ya, alır mısınız lütfen. Öptürmeycem… Git ya… Domuz gribi bulaştırabilirsin bana”… Bu arada bizimki öpücük efektleriyle çocuğu sıkıştırmaya devam ediyor… Ama olay Nilsu’nun gözyaşlarına boğulmasıyla sona eriyor… Hassas kızım çok içerledi bu duruma tabii…

Babannesi de çok ağladı sonrasında… “Bu kız çok duygusal olacak. Herkese sevgiyle yaklaşacak ama insanlar çoğu zaman onu ağlatacak” diye… Hayat böyle bir şey değil mi zaten annecim? Alışacak… Hem Nilsu bu… O tuttuğunu koparır… Yani inşallah…

Ha bu arada… Ders için gelen bütün öğrencilerle birlikte masaya oturmak ve onlar gibi çalışmak istiyor… Önünde kağıt, kalem, saatlerce çıtı çıkmadan yazıyor, çiziyor… Babannesi de çoktan öğretmiş doğru kalem tutmayı… Benden iyi tutuyor valla…

12 yorum:

Eylm-Sdnz dedi ki...

Ne çabuk büyüyorlar daha dün omuzumuzda cıyak cıyak ağlarlarken şimdi,abilerin peşinde öpücük derdindeler:)))o kalem tutan elleri severim ben...

sinem dedi ki...

Öptürme meselesinde abiler çok fena oluyor .Varsa yoksa futbol. Babaanneye mi çekmiş acaba duygusallık konusunda!Alışveriş iyidir stres ve cüzdanındaki fazlalıklar gitmiş işte .' yükten birden kurtuldun. Mart sonuna versem şu kilolarıda ben de kurtulsam fazlalıklarımdan!

Demet dedi ki...

çok alemsin nilsu çok güldürdün beni :)

Deniz dedi ki...

Şirine ne güzel çıkmış, sen ne güzel çekmişsin:) Ve de İstanbul'a gelmişsin
Görüşseymişiz keşke, daha vakitli bir zamanda belki...
Bende de bir hastalık var, kimsenin ya şöyle olursa diye kehanette bulunmasını istemez oldum anne olduktan sonra. Hep iyi şeyler için kehanette bulunulsun istiyorum

Burcu dedi ki...

öpüş kokuş konusunda özlemcim, Arda ve Nilsu bu yüzden iyi anlaşıyorlar sanırım. İkisi de öpmeyi çok seviyorlar.

ELİF dedi ki...

Oyyy ben kıyamam bebeğime, abi de öpse nolurdu sanki:)) Babaannesi de az değilmiş yani duygusallık konusunda:)))Özlemciğim Eskişehire gelin yaaaa...

ceydabural dedi ki...

şimdi en sevilmelik zamanı :)

füsfüs dedi ki...

aa özlem ne seni hep istanbul da biliyordum, niyeyse:)
nilsucuğuma da kıyamam, öptürmedi demek abisi, nolcakmış küçücük bir buseden canım allah allah:)

Anne İş'te dedi ki...

canım benim ya:))))Kızçocuklarının bu artısı var sanırım;sevmeyi,sevilmeyi doğuştan biliyorlar.Üzülmesin bence de babaanne;ezdirmez kimselere kendini bu cimcimeler .Ve ne kadar şanslı karabiberf;kalem tutan elleri dert görmesin

Öperim,sevgilerimle..

Esin dedi ki...

Çok hızlı büyüyorlar afacanlar ,anlayamıyoruz.Ancak eski kıyafetlerini görünce yada daha küçük bir çocuk görünce anlıyoruz...Ve tabii bizim yaşımızda hızla ilerliyor :)

Güneş Akay dedi ki...

Ahh canım benim, ben küçük çocuklardansa büyüklerin yaklaşımından biraz ister istemez etkileniyorum.
Özlem o köpek bana dokunsa kendime gelemezdim sanırım :=))

Bu arada
http://gunescuneyt.blogspot.com
adresindeyiz.

Sevgiler.

a.c dedi ki...

Özlem sobe!