Ne zamandır yazacağım… Ama konu kendimle ilgili olunca böyle ağırdan alıyorum… Sevgili Elif mimlemişti ilk olarak beni… Ardından Sinem ve haftasonu da Zeynep… Üçüne de buradan sevgilerimi ve teşekkürlerimi iletiyorum… Konu kendimizle ilgili 7 ilginç şey… Çok ilginç biri değilim, bu yüzden 7’ye tamamlayabilir miyim maddeleri bilemiyorum.
1- Kendimi bildim bileli paranoyaklıklarım vardır bazı konularda. Olur olmaz her yere imza atmam, insanların çantalarına, cüzdanlarına dokunmak istemem, yabancıların hakkımda çok detay bilmesinden hoşlanmam. Ketumumdur, çok iyi sır tutarım. Bu blog olayına nasıl bulaştığım kocamın gözünde hala muammadır bu yüzden.
2- Sezgilerim ve gözlemlerim çok kuvvetlidir. İyi kahve falı baktığımı söylerler. Oysa baktığım fincan değil hislerimdir. Aslında bu yüzden her koşulda kendimi koruyabilmem gerekirken aşırı duygusal olmamdan ötürü genelde üzülen taraf olmayı becermede üstüme yoktur. Ama dışarıdan çok daha katı görünürüm… Pek çok kişi ana haber bültenini seyrederken bile ağlayabilen biri olduğumu bilmez (ki duygusal filmlerden bahsetmiyorum bile)…
3- Evimde yatmadan önce, tüm işler bitmişken ayaklarımı uzatıp kendimle ya da ailemle baş başa kalacağım zaman benim için çok değerlidir ve beni dinlendirir. Bunu yapmadığım zaman sanki sabaha daha bir yorgun uyanırım. Gecenin bir köründe de gelsem eve cup yatak yapamam. Misafirlerim gittikten sonra da evi toplayıp hemen yatamam… (Gerçi Nilsu’dan sonra bir süre yapamam dediklerimi, özellikle de bu maddeyi çok çiğnedim)
4- Kağıt katlama sesine (yanlış okumadınız kağıt katlama sesi dedim) hiç dayanamam. Tüylerim diken diken olur. Bir de yüksek sesle konuşulmasından hoşlanmam hiç. Hatta uyuz olurum. Sanki beynimin içinde bir şeyler patlayacakmış gibi gelir.
5- Yıllarca yalnız yaşamanın bir getirisi sanırım ev işlerinde olduğu kadar tamirat, bakım gibi daha çok erkeklerin ilgi alanına giren konularda çok iyiyimdir. Görüntümden beklenmeyecek kadar da dayanıklıyımdır. Hatta kocam bazen bir eve iki erkeğin fazla olduğunu söyleyerek beni olay mahallinden kovma yoluna gider.
6- Ne yılan, ne fare umurumda değildir. Hatta çocukken tutmuşluğum bile vardır. Ama haşere cinsine, ondan daha fazla da kurt ve solucan görmeye dayanamam. Hala kirazı ayırıp yerim, pirinci taşından çok kurdu içi ayıklarım.
7- Etin yağı, yumurtanın cıvığı, yoğurdun veya sütün kaymağı, pişmemiş katı yağ (tereyağ ya da margarin) kursağımdan geçemez. Geçse de aynen dışarı çıkar büyük bir ihtimalle… Çocukken gizli gizli denemişler ama yutmamışım. Yutar mıyım ben? Ama onun dışında her türlü sebze, meyve, et, deniz ürünü, yemiş yerim…
Ve...
Yatağımı toplamadan ve dişlerimi fırçalamadan güne başlayamam… Tüm ciddiyetime rağmen komik olduğumu söylerler… Kışın çorapsız yatamam (Kocam bu durumla çok dalga geçse de piyasada çok sayıda çoraplı pijama takımları olduğunu görünce tek olmadığımı anladı)… Geçmiş olaylarla ilgili çok iyi bir hafızaya sahibimdir… Çocukken en büyük hayalim Cüneyt Arkın gibi olabilmekti… Gevezeyimdir ve insanlar suskunluğuma tahammül edemezler… Tatlı krizlerim vardır ve her gün mutlaka bir çikolata tüketirim.... Aslında yazacak ilginç şeyler (tuhaf demek daha doğru olacak belki) varmış… 7 ile sınırlı olmasa daha çok yazardım hani diyeceğim, ama ayıp olacak sanırsam…
Ben yazıncaya kadar yine çok zaman geçtiği ve mimleyeceğim herkes çoktan mimlendiği için tüm blog arkadaşlarıma sadece sevgilerimi gönderiyorum...
3 yorum:
Kuzum tatilden amanınız yok ki, herkes mimlendi tabi...:))
Teşekkürler cevapladığın için.
gelmişken bir kahve ısmarlarmısın bide fal bakarsın artık
Yorum Gönder