15 aylık oldu artık küçük cimcime… Artık ne kadar hızlı büyüdüğünü hayretle izliyorum… Hem hoşuma gidiyor bu durum hem kaygılandırıyor… Tadını çıkarmalıyım bu günlerin diye düşünüyorum… Bir gün bakacağım ki kocaman bir kız duracak karşımda… Her dönemin farklı güzellikleri vardır mutlaka. Yine de bir bebek olarak çok tatlı…
Doktorumuz Nilsu’daki gelişimi çok iyi buldu… Biz de tabii ne kadar marifeti varsa ortaya döktürdük… “Kızım şunu yap, kızım bunu yap, babanın adı ne” gibi türlü istekler… Fazlı bir kelimemiz olmadığını söyledim doktorumuza… O ise algılarımızın çok gelişmiş olduğunu, Nilsu’nun söylenen her şeyi çok iyi anladığını ve kelimelerin bu anlamda o kadar önemli olmadığını söyledi… Hele babasının ismini bu kadar net telaffuz etmesine bayıldı (ki gerçekten de zor bir söylemi var)…
İnanılmaz yemek seçiyor… Net bir şekilde görülen bir damak zevki var… Pek çok yemeği tanıyor ve biz masaya oturduğumuzda önce masayı baştan aşağı inceliyor neler var diye… Sonra istediği şeyi gösteriyor… Hedef belliyken başka bir şey yedirmem mümkün olmuyor… Zor bir şeyi başardığında bizden önce o kendini alkışlıyor. Öpücükten sonra yavaş yavaş sarılmayı öğreniyor. Sesli olarak öpücük verebiliyor… Kemal Sunal tonlamasıyla yapılan bir "haaa" evet anlamına geliyor... Ve "Anneyi seviyor musun diye sorduğumda "Haaa" diyerek öpüp, başını kucağıma yaslıyor... Peçete, ıslak havlu verdiğimizde elini, yüzünü silip çöpe atıyor… Yere düşürürse tekrar alıp, yeniden deniyor. Çirkin olma olayına insanlar bayılıyor… Bunu aylardır yapıyordu ama insanların ilgisini gördükçe daha bir abarttı… Kendi söylemiyor ama “Kakanı yaptın mı?” diye sorunca “püf” diyor. Artık ayaklarını da kaldırarak dans ediyor… Şarkı söyle kızım deyince anlamsız hecelerle de olsa şarkı söylüyor… Oyuncaklara olan ilgisi çok azaldı… Ama abuk sabuk şeylerle uzun vakit oynayabiliyor… Su pınarının plastik parçası, bir kalemin kapağı gibi… Vileda manyağı olup çıktı… Bir de eline bez verdiğimizde mama sandalyesinin üzerini siliyor. Çamaşır asarken çamaşırları bana vererek, markette de eline verdiğim şeyleri sepete koyarak bana yardım ediyor… Parkta kaydırakların merdivenlerine tırmanıyor… Semazenler gibi kendi etrafında dönüp başını döndürmekten ve yalpalamaktan inanılmaz zevk alıyor… Bütün evi geri geri yürüyerek dolaşıyor… Kısaca evde ne kadar muzır iş varsa yapıyor… Şimdilik aklıma gelenler bu kadar…
11 yorum:
bak sen şu cimcimeye... Özlemcim, şu blog aleminde bebeklere isimler takıldı yaa kendiliğinden, mesela Ardaya sarı şeker, Çınara cıva çınar, Selin'e prenses, Emreye Jr, Miraya Miracık, Yiğit'e Ağır abi...vb. Nilsuya da ben hep Cimcime adını yakıştırdım, ki bikaç kişiden de duydum.. ben ona artık cimcime diicem.. Haberin olsun :)
Özlemcim,bahsettiğin gibi Efe ninde algılaması çok iyi.Hemen hemen ismini söylediğimiz bütün nesneleri elleriyle gösteriyor.İlk defa gördüğü kişilerin ismini bile 1 kez söylemem yeterli,hemen tanıyor ama gelgelelim kelimelere dökmek yok hala.
beril de sofrada ne var diye göz gezdirip, hıııı diye gösteriyor seçtiği şeyleri ama ben sinir oluyorum. bazı şeyleri saklıyoruz ondan, sonra çıkarıyoruz mesela. karpuz varsa başka birşey yemeden tüm tabağı bitirebiliyor çünkü.
öptüm cimcimeyi:-)
hayırlı olsun daha sağlıklı nice aylara olsun..cimcimede pek tatlı..maşallah..daha bekleyen çok süprizler var annesi 16.ayınızda:)))
Özlemciğim bu dönem çok hızlı geçecek sanırım "büyüdüler aniden" bazen zamanı anları durdurmak istiyor insan ama her dönemleri çok çok güzel...
Öptüm cimcimeyi :)
Burcu ben genelde hep cimcime diye bahsediyorum ondan... Hep öyleydi benim gözümde... Prenses değil, afacan değil, hanım değil cimcime işte... Bence hiç sakıncası yok... Hatta mutlu bile olurum:)
Betül o zaman ne demek istediğimi en çok sen anlarsın... Peki bu durum izahı nedir acaba? Tembellik mi? Öpüyorum Efe'yi:)
Zeynep bilmez miyim bu durumu... Ben de bazı şeyleri saklıyorum... Meyveleri bile belirli sırayla çıkarıp veriyorum... Karpuz varsa üzümü, üzüm varsa şeftaliyi elinin tersiyle itiyor:)
Sude Naz'ın sevgili annesi çok teşekkür ediyoruz:) Ama sen şimdi böyle sürprizler filan deyince ben çok heyecanlandım:)
Güneş'cim evet ya ne yapmak lazım acaba? Teşekkürler biz de Begüş'ü öpüyoruz:)
Nice aylar olsun inşallah Eylemin bahsettiği süprizleri az çok anlıyorum :) Demirin 15.ayını özlüyorum.3 ay bile ne kadar farkettiriyor.
Teşekkürler Ayça:) Ben de az çok tahmin ediyorum önceki aylara bakarak ama yine de merak ediyorum:) Demir'i öpüyorum... Sevgiler:)
selam
eski meslektaşmışız :)
takipteyim bundan sonra cimcimeyi
Hülya hoşgeldin:) Her zaman bekleriz:)
Yorum Gönder