18 Kasım 2008 Salı

Eve dönüş

Hastaneden eve döndüğümüzde bir şeyler değişir sanmıştım ama öyle olmadı. Nilsu uyumadığı her an ağlıyodu. Nedensiz ağlamalar bir türlü bitmek bitmedi. Doymadığını düşünerek mama takviyesi yapıyorduk, sürekli gazını çıkarıyoduk ama nafile. 4 günlükken çok sarardığını farkederek acile götürdük. Sarılık değerleri çok yükselmişti. Henüz sınırda değildi. Bir kaç gün boyunca sürekli kan aldılar minik bebeğimin minik ellerinden. Sonra bir günlüğüne hastanede yatması gerekti. Herkes bunun çoğu bebeğin başına geldiğini söylese de umrumda değildi. Ben küçük kızımdan nasıl ayrılacaktım? Zaten sinirlerim iyice yıpranmıştı, bir de ayrılık düşüncesi beni çıldırtıyordu. Bebeğim hep ağlıyordu ve onu sakinleştiren tek şey göğsümde olmaktı. Ankara'nın en iyi özel hastanesiydi. Kuşkusuz ona çok iyi bakacaklardı ama benim gibi değil işte. Mor ışığın altında koca bir gün yatacaktı ve kimbilir ne kadar ağlıyacaktı... Benimse ağlamaktan göz pınarlarım kurumuştu çoktan.

Hiç yorum yok: