28 Aralık 2011 Çarşamba

Pırıl parlak


Tamam, ben biraz kokoş olabilirim… Severim giyinip, süslenmeyi…  Ama frapan değildir kesinlikle tarzım… Oysa kızım kokoş olmanın ötesinde son derece frapan zevklere sahip şu aralar.Girdiğimiz her mağazada allı, pullu, taşlı ne bulursa getiriyor “Anne bunu bana alır mısın?” diye…  Ben yüzüne hayretle bakarken de ekliyor “Ne güzel di mi annecim, pırıl parlak”…

Pırıl parlak şeylere bizim evde sıkça rastlayabilirsiniz şimdilerde. Hani şu kına gecelerinde verilen üzeri pullu, cırt renkli mendiller vardır ya. Her yerinden onlardan sarkıyor. 2 yaşından kalma önü taşlı bluz her ne kadar düdük gibi kalmış olsa da üzerine yapıştı diyebilirim. Bütün eski takılarım, tokalarım küçük hanımın hizmetinde. Dirseklerine kadar takıp öyle dolaşıyor evin içinde. Neyse ki dışarıya öyle çıkamayacağının farkında.

Bana oyuncak diye diretmeyen kızım, gördüğü bir kolyeyi almam için ağlayabiliyor. Geçenlerde renkli tütü tarzında bir elbiseyi almam için kriz yarattı. Yemek yediğimiz mekânda verilen hediye oyuncaklar arasından ise bilin bakalım neyi seçti? Tabii ki üzeri taşlı, simli peri çubuğu şeklindeki kalemi…

Askılı bir tuniğim vardı bir zamanlar. 1 yıldan daha uzun bir süre önce değişim geçirmişti. Bahsetmiştim daha önce kafasına takıp saç yaptığından. Çok değerli bizim bücür için o. Bazen değişiklik isteyip elbise olarak giyer. Artık yetmiyor saç olması. Üzerine taçlar, tokalar filan da takılıyor. Ah nasıl anlatsam ki o hallerini? Kokoş demek bile az kalıyor.

Bu arada çoktan süsledik çam ağacımızı. Hep birlikte… Tabii ki çok mutlu… Düşünsenize üzerinde renkli ışıklar ve onlarca pırıl parlak süs var…

9 yorum:

elif ada dedi ki...

Ah o pırıl parlak hayranlarından biri de bizim evde yaşıyor. Önceleri pek bir korkmuştum sonu nereye varacak diye ama şimdi ben de pırıl parlak eğlenmeye başladım. Pırıl pırıl bir yıl diliyorum size

Naile dedi ki...

eh kız dediğin azcık süslü olur :)

elif-kayra dedi ki...

çokta yakışır eminim ki pırıl parlak Nilsuya

çakıltaş dedi ki...

ben bayılıyorum küçük kızların kokoş hallerine:)

AYÇA dedi ki...

Benim de kızım olsa kesin Nilsu gibi olurdu herhalde. Çok severim o hallerini kız cocukların. Yılbaşından sonra ayarlayalım yine görüşelim çok keyifli geçiyor :)

Burcu dedi ki...

Evet Özlem, Emre Alp'in doğum gününde giydiği elbiseden anlamıştım zaten, ki o anlattıklarına bakılırsa en sadec pırıl parlaklıktaydı :) Ve evet kesinlikle istedim de bana vermedi o elbiseyi, çok kıymetli demek ki onun için...

Deli Anne dedi ki...

Ben bilemiyorum tabi kokoş kız çocuklarını, bizim evde varsa yoksa dinozorlar, uçuşan tekmeler, bağırışlar.. bizimki de pek romantik hani:)

Sen Gelince dedi ki...

Umur'cum teşekkür ediyorum:) Sizin evdeki pırıl parlak hayranını da öpüyorum:)

Naile öyle oluyormuş:))

Elif valla bazılarının yakıştığını pek söyleyemeyeceğim küçük rüküşe:)

Çakıltaş laf aramızda ben de bazen hoşuma gittiğini farkediyorum:)

Ayça'cı kesin olurdu:) Evet ayarlayalım kesinlikle:)

Burcu'm olma mı? Her malı kıymetli aslında. Haliyle pırıl parlaklar daha kıymetli:)

Deli Annem seninki de ayrı telden haklısın. Ama kabu et kraliçe gibi hissettiriyorlar di mi?

Filiz dedi ki...

bu ne güzel bir blog böyle,sıcacık,samimi,mutluluk dolu..taze bir anne olarak hemen blogunuzu takibe aldım..benim tam iki aylık minik bir prensesim var:)Allah onları korusun inşallah...amin...size mutlu,huzurlu ,sağlıklı,pırıl parlak bir yıl dilerim:)sevgiler...