5 Ocak 2010 Salı

Kendine gelme çabaları


Niye kendime gelemiyorum acaba? Yoksa 2010 benim için biraz uyuşuk bir yıl mı olacak? Arkadaşlı kardeşli, bol yemeli içmeli, canlı canlı müzikli ama sıcacık ev ortamında bir geceydi yılbaşı bizim için… Hani yılbaşı gecesinden çok, keyifli bir buluşma demek daha uygun sanırım… Küçük cimcime bize bir geceliğine izin verdi… Biz doğduğundan beri ilk defa sabah beşlere kadar yatmazken, o babannesinin evinde kim bilir kaçıncı uykusundaydı?

Evde çalar saat görevini üstlenmiş bir bücür olmayınca öğle saatlerine kadar yatarım en az diye düşünmüştüm… 7.30’da açıldı gözlerim otomatik olarak… Tüm zorlamalarıma rağmen 10.30’a kadar uyuyabildim… Sanırım sevgili bünyem uykusuzluğu çoktan kabul etmiş… Yine de sürekli bir uyuma isteğinin hakim olduğunu itiraf edebilirim son günlerde…

Pazar günü, biri sinema olmak üzere toplam 4 farklı organizasyonu gerçekleştiremedik türlü türlü nedenlerle… Evde kalıp, miskinlik yapmaya karar verdik biz de… Öğleden sonra hadi hava alalım biraz, çekirdek aile olarak bir yerlere gidelim dedik… Beşinci plan için hazırlandık, giyindik tam kapıdan çıkar araba anahtarımın olmadığını fark ettik… Puset ve araba koltuğu benim arabamda olduğundan direttim anahtarı bulmak için… Gece en son tuvalet masasının üstündeydi… Doğal olarak evin bücüründen şüphelendik… Bakılmadık, aranmadık yer kalmadı… Cep telefonu gibi çaldırınca bulabileceğin bir şey olmalı… Vazgeçtik çıkmaktan, o gün evde kalmamızın gerektiğine kanaat getirerek:) Ama takıldım ya ben anahtar olayına saatlerce aradım… Gece 12’ye doğru çıktı ortaya… Kızcağızımın da günahını almışım, tek sorumlu benim…

Bir şey ters gidince, istediğim gibi olmayınca ya da kızınca sıkça “üff” dediğimi fark ettim… Zira küçük cimcime de benden görerek kullanmaya başladı son günlerde… Ama onun ağzından bir başka çıkıyor hani…

Ne kadar sıkıcı bir yazı olmuş… Sanki bu uyuşukluktan kurtulmam gerekiyormuş da, bunun için de yazmalıymışım gibi… Yani sırf yazmak için yazmalıymışım gibi… Kabul ediyorum, biraz öyle oldu gerçekten…

Üfff…

Dip: Bu arada yılbaşı hediyelerim arasında en favori olanı yeni, gıcır gıcır bir fotoğraf makinası… Kızımın babannesi ve dedesi tarafından, torunlarının bolca fotoğrafını çekmem dileğiyle geldi… Benim için de hiç beklenmedik çok hoş bir sürpriz oldu…

Dip: Bu arada fotoğraf benim eski amatörden… Elimde ondan kalma çok hoş kareler varken harcamak istemedim… Ama yenisi de bu ara elimde düşmeyen oyuncağım oldu…

7 yorum:

Burcu dedi ki...

Ben Nilsuyu özledim.. Görüşsek mi ne??

ELİF dedi ki...

Özlemciğim o sendeki uyuşukluğun aynısı bende de var, geçer umarım.
Fotoğraf makinan hayırlı olsun şekerim:))

burcu dedi ki...

makineden ben de istiyorummmm
bi de o babaneden dededen de.
çok şanslısın özlemmm:)))

nohut oda dedi ki...

hayırlı olsun yenı makınanız dıyelım...
nılsu her zamankı gıbı cok tatlı..

AYÇA dedi ki...

Fotograflar çok guzel cikiyor. Sen çok güzel cekiyosun daha dogrusu :) bisey ters gidiyorsa bütün gün benimde öyle gecer. Fazla plan yapmayip oluruna bırakmak en iyisi sanırım.

Paşa dedi ki...

hediyeni güle güle kullan ve silkelen kesnine gelirsin inş.

Sen Gelince dedi ki...

Burcu'cum en kısa sürede:)

Elif teşekkürler... Miskinlikten elime bile alamadım doğru düzgün:)

Burcu darısı senin başına o zaman... Bence de:)

Nohut Oda çok teşekkürler:) Sevgiler:)))

Ayça beğenmene sevindim teşekkür ederim... Sanırım haklısın:)

Paşasının sevgili annesi teşekkür ederim:) Hemen di mi:)