Yola erken çıkmak çok yorucu da olsa iyi fikirmiş… Böylece ilk birkaç saat uyku saatine denk gelmiş oldu… Öğle uykusuyla birlikte nerdeyse yolun yarısı rahattık. Diğer yarının bir kısmı molalarla geçince sıkılacak ve huysuzluk yapacak çok az zaman kalmış oldu ona… Oyunlarla, şarkılarla hallettik büyük ölçüde… Beklediğimden çok iyiydi diyebilirim kesinlikle…
Ama asıl konu Nilsu’nun bize yaşattığı şaşkınlık… Huysuzluk miktarı üst seviyelere çıktığı anlarda dikkatini başka yerlere yöneltmeye çalıştım… Kuşlar, ağaçlar, arabalar, yol kenarında duran köpekler… Ama nafile… Ne baktı, ne dinledi, ne sustu…
Deniz göründüğü vakit yine huysuzlanmıştı… “Aaaa bak deniz” diye gösterdim sevinçle… Gösterdiği coşku görülmeye değerdi gerçekten… Mutluluktan delirmişçesine gülmeye ve kendince bir şeyler söylemeye başladı. Kollarını uzatıp gitmek istedi, ellerini göbüşünde kavuşturup bıcı bıcı hareketi yaptı sürekli ve biz varıncaya kadar devam etti bu coşku…
Peki ama bu nasıl oluyordu? Yani Nilsu 2 buçuk aylıkken gittiğimiz 1 haftalık tatili saymazsak hiç deniz görmemişti ki? Hem denizde bıcı bıcı yapılabileceğini nasıl biliyordu? Havuzdan çağrışım yaptığını düşünsek bile, çok uzaktan o maviliğin su olduğuna nasıl kanaat getirmişti? Yoksa ben mi abartıyordum? Her bebeğin verebileceği normal bir tepkiyi özel bir şey olarak mı görmeyi tercih ediyordum? Bilmiyorum; eğer öyleyse bile “Yahu kardeşim sen nerden biliyorsun denizi? Ananın karnında mı öğrendin?” demek istiyorum her birine…
Sonrası tahmin edildiği gibi… Ben suyun soğukluğu bile ürkütebilir diye yavaş yavaş alıştırmayı denerken, o daldı bodoslama mavi sulara fütursuzca… Bazen simidiyle, bazen babasının kucağında, bazen kolluklarıyla… Evet evet kolluklar dedim… Soranlar oldu resimleri görünce hayretle… Ama yüzdü işte…
Tüm tatil köyü, yerlisi, yabancısı gülerek, hayranlıkla izledi bu durumu… Sevmek, kucağına almak, fotoğraf çektirmek isteyen turistler oldu… Çocuğunu suya sokabilmek için türlü türlü yollar deneyen anne babalar gelip, ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlattı…
Uzun lafın kısası adının hakkını verdi Nilsu… Su perisi oldu çıktı… Derisi büzüştü tınmadı, biz üşüdük o umursamadı… Şemsiye altında otururken fırlayıp koştu yeniden attı kendini tuzlu sulara… En azından ayakları suyun içinde olsun diye kıyıdan ayrılmadı hiç… Tadını da sevdi hani… Dil dışarıda, ara ara yalanmaya bile kalktı…
9 yorum:
ÇOk şaşırdım ne kadar kolay adapte olmuş suya.mavi boncuk lazım bu periye annesi
Kesinlikle abartmıyorsun ,maşallah nilsuya çok kolay adapte olmuş,hatta adapte olmuş yanlış kelime ,resmen deniz kızı buu.
Ben 2 yaşındaki ömeri daha yeni denize sokabildim.Geçen sene hatırlıyorum da herşey kabus gibiydi,ömer ne denize girdi ne de bizim girmemize izin verdi.Sürekli mızıldandı...
Deniz kızını alnından öpüyorum.
Efe de tam bir su delisi.Öyleki biz havuzda ve denizde zaptedemedik.Kolluk,simit hatta can yeleği bile denedik ama özgürlükçü oğlum hepsini reddetti attı kendini suyun içine.Bizim tutmamıza bile tepki göstererek.
Bu ufaklıklardaki bu cesaret çok şaşırtıcı valla...
yok yok sen abartmıyorsun özlemciğim, nilsu gerçekten bir su kuşu.Rüya denizi uzaktan görünce bile ağlamaya başlıyor...
Maşallah Özlem'cim:)Superisi,küçük ,tatlı,cimcime:))
Onlar mutlu biz mutlu...
ve kolluklarla nasıl da profesyonel gibi..Hakikatten maşallah kara biberime
sevgi ve selamlarımla
Sinem adapte olmak ne kelime bundan önceki hayatında bir balık olduğundan şüphe ediyorum:)
Esin bilmiyorum insan bazen abartıyorum mu acaba diye sorguluyor ama haklısın başka bir şey bu:) Ve teşekkür ederiz:)
Betül bak sen şu Efe oğlana... Demek bunları yanyana getirsek denizde tam bir cümbüş yaşanır.
Elif biliyorum şişme havuz maceranızı:) Ben evde içi su dolu bir kova tutamıyorum içine düşecek diye:)
Dijle çok teşekkürler... Çok doğru söylüyorsun ya, o keyif aldıkça ben keyifleniyordum. Seneye bu iş tamamdır diyorum ben de:)
Aynı endişelerle yola çıkıp, aynı mutlu sonu yaşamışız üstelik aynı tarihlerde :) Allah nazarlardan korusun Nilsu kızı, çok şeker, çok tatlı maşallah. Ve denizin tadını bizde çok sevdik sanırım ki,en kedicik halimizle bizde yalandık :)
Belkıs teşekkürler... Amin hepimizinkini:) Okuyunca hah işte bir tane daha demiştim zaten:9 Ece'ye sevgiler...
Yorum Gönder