1 Temmuz 2009 Çarşamba

Mutluluk bazen kollarını açıp koşabilmektir

7-8 aylıkken yabancılama huyu başladığında biraz üzülmüştüm. Sanırım babası gibi sıcakkanlı bir çocuk olacağını umduğum için... Ben çok daha soğuk biriyimdir mesela ilk anda. Belki mesafeli demek daha doğru olur bilmiyorum. Biraz zaman geçince açılırım. Hoş biraz adamına göre değişen göreceli bir durum bu sanırım. Çok sıcak olduğumu iddia edenler de az değildir.

Herneyse... Bu da yaşanıp biten süreçlerden biriymiş işte. Yanılttı küçük kızım beni. O kadar sıcak kanlı bir bebek oldu ki son günlerde, tuhaf bir haz duyar oldum bu durumdan. Öyle çok gülen bir bebek değil. Ama herkese, yabancılara bile çok yakın. Hele sözkonusu çocuklar oldu mu çıldırıyor sanki. Kollarını iki yana açıp, koşuyor onlara doğru sevinçle. Tabii bazı çocuklar bu durumdan hoşlanmıyor o ayrı. Ellerinden oyuncaklarını alacak diye korkuya kapılıyorlar. Üstelik bahsettiğim kendisinden büyük çocuklar.

Artık çok uzun süre geçiriyoruz parkta. Kapıdan çıkar çıkmaz hedef o kadar net ki Nilsu için. Elinden tutmak istiyorum, bazen izin bile vermiyor. Kesin ve hızlı adımlarla parka doğru ilerliyor. Bu arada yol boyunca, coşkuyla ama gerçekten coşkuyla, kendi dilinde bir şeyler anlatıyor. Anlamsız heceler ama bana "Bekleyin, ben geliyorum" diyormuş gibi geliyor... Gidinceye kadar da camdan, balkondan parka bakıp mızmızlanıyor.

Bu kadar uzun süre geçirince parkta çocukları da bol bol gözleme fırsatı buluyorum. Her yaştan, kız oğlan... İnanılmaz varlıklar şu çocuklar. Beni çok eğlendirdiklerini söyleyebilirim. Ve farkediyorum ki Nilsu da gözlemliyor onları, izliyor, anlıyor sanki... İletişim kurma yeteneği açısından iyi bir şey olduğunu düşünüyorum bu kadar çocuğun bir arada olmasının. Ama en önemlisi çok mutlu şu aralar...

4 yorum:

zeynep dedi ki...

benim kız da koşsa artık, paytak paytak nereye kadar?

özlemcim, doktorunu merak ettim. sanırım aynı olduklarından şüpheleniyorum:-)

Burcu dedi ki...

Nilsu zaten bıcır bıcır bir bebek, böyle bebekler de de soğuk- mesafeli olmazlar bence... Ki zaten öyle çok da yılışık olmasın.. herşey dengede güzel.. Öptüm çok..

Sen Gelince dedi ki...

Zeynep'cim koşuyor dediysem öyle bildiğin koşma değil tabii ki... Çok hızlı adımlarla, koşar adımlarla yani:)

Doktorum Ender Bey... Muayenehanesi Doktorlar'da...

Sen Gelince dedi ki...

Burcu teşekkür ederim... Aslında haklısın... Ben de o kıvamda olmasını isterim. Ama her şey bizim istediğimiz gibi olmuyor tabii:)Arda'yı öptüm... Sevgiler:)