70'lerde doğan, 80'lere çocukluğunu ve ilk gençliğini sığdıran, 90'larda üniversite yıllarına başlayan ben, kendimi şanslı bir kuşağın son temsilcilerinden biri olarak gördüm hep... Farklıydı benim çocukluğum... Mahalle kavramının olduğu, herkesin korkusuzca sokaklarda oynadığı, hava karardıktan sonra balkondan "Hadi artık eve" diye seslenen annelere "Lütfen biraz daha" diye yalvaran çocukların olağan sayıldığı yıllar... İnternetin, cep telefonlarının, yetişkinlerin bile ilgisini çeken cafcaflı oyuncakların olmadığı, teknolojinin henüz çocuklara kadar inmediği yıllar... 'Saklanbaç'ın, 'yakan top'un, 'istop'un oynandığı, rengarenk misketlerin, gazoz kapaklarının, sakız çıkartmaların değerli sayıldığı Musti'li, Jetgiller'li, 'değiş Ton Ton'lu yıllar... Arkadaşlıkların, komşlukların çok daha özel olduğu, aşkların daha derin yaşandığı, hayalleri olan insanların var olduğu, sözlerin unutulmadığı yıllar...
Başkaydı işte benim kuşağım. Şimdi düşünüyorum da bizim çocuklarımız sahip oldukları bunca şeye rağmen asla bizim kadar şanslı olmayacaklar. Yaşamadıkları için bilmeyecekler... Belki seçim hakları olsa bile tercih etmeyecekler, hatta burun kıvırıp gülecekler... Kim bilir?.. Nilsu için endişe duyuyor muyum? Bilmiyorum... Her çocuk kendi koşulları içinde yaşar... Ben yine de kızım bilsin istedim... Belleğimde kalan izler daha fazla silinmeden yazmak istedim...
4 yorum:
kizlarimiz arasinda 6 gün var. maşallah çok tatli karabiberin. programin bir kismini bende seyrettim. Eskilere gittim lise yillarina..Bizim kizlar begenmezler sanirim burun kivirirlar. Şimdi benim annemlerin kuşağina kivirdiğim gibi..çok güzel programdi.. güzel yazmissin eline sağlik
Teşkkürler Pumkin... Alya da çok tatlı maşallah... Dişleri erken çıkmış sanırım. Nilsu da henüz tık yok. Biz de 3 hafta önce kendi odasında uyutmaya başladık. Ama hala uyku konusunda sıkıntılarımız var. Bakalım ne olacak. Yeşil eriğine sevgiler:)
çok güzel özetlemişsin o yıllarımızı. çok çok özlüyorum o günleri. keşke zaman bu kadar değişmemiş olsaydı, çocuklarımız da öyle bir ortamda büyüselerdi diyorum hep.
bi de ilgimi ne çekti biliyo musun?
80'li yılların çocukları şimdi şöyle yapardık böyle oynardık diye bişeyler anlatıyo yaa. bakıyorum da hep aynıymış oynanan oyunlar, yaşananlar, zevkler, izlenenler, tadı damağımızda kalanlar ve daha bi dolu şey. şimdiki nesil 30 yıl sonra birbirine çocukluk yıllarını anlatırken her birinin bambaşka hayatları konuşulacak. biri şöyle yapardım diyecek diğeri ben öyle yapmadım hiç şöyle yapardım diyecek..
aynı neslin çocuklarının ortak noktası bile olmayacak belki..
Gülcan teşekkürler... Özlenmeyecek zamanlar değildi ki:) Saptamanda çok haklısın... O günlere ait ortak bir ruh var sanki... Teknoljinin olmadığı, iletişimin bu kadar zayıf olduğu bir dönemde nasıl oluyordu bu bilmiyorum ama İstanbul'Da, Ankara'da ya da Anadolu'nun küçük bir kasabasında aynı oyunları oynuyordu çocuklar... Biliyorum çünkü şehir şehir dolaştım küçükken:)
Yorum Gönder